24 Mayıs 2011 Salı

İlk defa biraz ciddi biraz iyimser.

Hayallerin olması kötü bir şey mi? Çok hayal kurmak Çok düşünmek? Bunlar kafa mı karıştırıcılar yoksa çözüme ulaştırıcı mı? Bilemiyorum. Ama nedense çok hayal kuruyorum. Ve bu o kadar da iyi bir şey değil sanırım. Çünkü eğer hayallerin varsa bunlara ulaşmanın seni mutlu ettiği kadar ulaşamamanın ya da nasıl ulaşacağını bilmemenin uğrattığı hayal kırıklığı da fazla oluyor. Ki eğer hayallerin yanlış şeyler üzerine kuruluysa bu daha da kötü. Şu an hayal etmem gereken çok daha farklı şeyler olmalı oysa. Çok yüksek değil hayallerim. Olağan ve yapılabilir. Yavaş yavaş yükselen seviyelerde. Ama eğer şu an en azından senenin başından beri iyi bir okul ya da iyi bir ders başarısı hayal etmiş olsaydım, bunu isteseydim daha iyi olurdu galiba. Bir hata yaptım ve düzeltmek için çok geç. Ama karamsar değilim. Olamam. Eğer hayat kısaysa ve de yapılacak, yapılabilecek şeyler bu kadar kısıtlıysa karamsarlıkla bu az vakitte kendime daha da kötülük yapamam. Bunu yazıyorum çünkü beynimin bunu kavraması gerekiyor. Şu an hayalim iyi bir okul. İyi bir puan. Zamanım az olabilir umursamıyorum. Eğer bir beynim varsa, çalışıyorsa şu kalan kısa sürede bile çözebilir. Böyle düşünmeliyim böyle umuyorum. Çünkü yapılması gereken bu. Herkes için. Bunun bilincinde olmak beni mutlu etmeli öyle değil mi? İki haftalık sürede şu hayalimi gerçekleştirirsem mutlu olacağımı biliyorum. Hedefine ulaşan her varlık mutlu olur. Kim olursa olsun. Bu da benim hedefim ya da hayalim. Ne denirse artık. Ve ben şu anda istediğimin nasıl olacağını biliyorum. Hayallerimin nasıl gerçekleşeceğiyle ilgili bir planım var ki bu iyi bir şey. Çünkü bana kalırsa şu an bu kararları vermek için çok doğru bir yaş. Eğer biraz geç kalırsam bunun iyi olmayacağından haberdarım. Erken kalkan yol alırmış değil mi? Gerçi pek de erken değil ama bu da iyidir. Öyleyse mutluyum ve de hayallerim var. Gerçekleşeceklerinden eminim, kararlıyım ve inançlıyım da. Çünkü böyle olmam gerekiyor. İki hafta boyunca bu hayalimi elde edeceğim buna da inanıyorum. Bu iyi bir şey evet...

NOT : Bunları unutma!


13 Mayıs 2011 Cuma

Yine böyle bir şey. Ama çok korkunç......

Bir şey fark ettim de. Ben bayadır yazmıyormuşum lan. Hani bildiğin en son 23 Nisanda ki haftaya 19 Mayıs! Klişe laf ama zaman harbi hızlı geçiyor ya! Öyle böyle değil. Şimdi bir de benim haziranda sınavım var. Böyle bir heyecan çok kötü oluyor.... Neysem yaa.

Ben bu hafta hasta gibisindendim bir de. Evde yattım böyle ateş mateş. Eee tabi evde yatıyorsak bunun verdiklerinden yararlanacağız diğmi arkedeşler? Hiç durur muyum açtım o mükemmel izdivaçımsı yarışmamsı kadın programlarını. Kendimi kaptıra kaptıra izledim tabi... Ne kadar büyük baş yapıtlar yani..

Her neyse orada bir program var hatta iki tane. Modaymış bilmemneymiş.

Birinde üç tane öyle ünlü falan yorumcuları oturtmuşlar kadınlar içeride üstlerine başlarına cici cici kıyafetler geçiriyorlar bu jüriler de yorum yapıyor. “Yok bu kıyafetten g.tün çıkmış.” “Çingene şeyi mi bu ne bu pullar falan?” gibisinden. Ama çok sinir oluyorum ya. Valla saçma sapan işler.

Öbüründe de beş tane kadın var. Aynı yemekteyiz mantığında. Kadınlar giyiniyor kuşanıyor öbür kadınlar da yorum yapıyor. Ama çok sinir bir şey. Kadın mükemmel giyinse bile diyor ki biri: “Ben hiç böyle beklemiyordum. Benim buramı eleştirdi onunki de öyle. O yüzden ona 2 veriyorummm höh mal bi de salak salak giyinmiş bu ne yhaaaauauauau!” Bu nedir ya? Sırf sen parayı kazan diye. Saçmalık...

Bir program var bir de o zaten çok tanındı her yerde dalga geçiliyor. İsim vermeyeyim ama ben yine de. Adamlara bir yemek gösteriyorlar öbürleri yapıyor. Aralarından en iyileri seçiliyor. Kötüler tekrar yarışıyor kendi aralarında falan. Ay ama oradaki jüri şefler var ya psikopat! Öyle böyle değil ya. “Sen tuzunu çok koymuşsun. Biz o kadar uğraşıyoruz sen tuzunu az koy. Rezalete bak ya! Şu yaşına gelmişsin annen sana tuz koymayı öğretmedi mi?! Biz o kadar dil döküyoruz size şu hale bak! Geber.” Böyle bir şey var mı? İlkokul öğretmenimiz azarlardı bizi böyle yani. Saçmalıkkkk..

Ha bir de şey var. Böyle havuz var aşağıda havuzun üstüne de ip mip top falan bir şeyler koymuşlar. İnsanlar da oradan atlaya zıplaya geçmeye çalışıyorlar. Ki izlemek eğlenceli. Ama o mal sunucu mudur nedir aptal aptal işler yapıyor. Yok aaa imana gelmiş namaz kılar gibi atlamış topaaa. Yok amaaan bu baya dansa alışkınmış. Yok o nasıl duruşmuş. Abi programın içine ediyorsun! Sus artııık. Öyle bir program.

Tabi şimdi siz diyosunuz ki hep televizyon izlemiş bu tembel. Yok len kitap da okudum. Kış bahçesini bitirdiiiiiiiiiiiiiiim! ÖLÜNÜR O KİTABA. OKUYUN. OKUYUN! ÖLÜNÜR ONA. Ay ama cidddddeeeeeen. Nasıl bir şeydi o öyle. Son sayfalarda öyle ağlıyorum ki sayfalar baya ıslandı. İnanılmaz bir şey. OKUYUN OKUYUN OKUYUN.

Öyle yani. Öh benim boğazım ağrıyor. Ha birde bugün 13. Cuma!! Korkun taam mı? Byes sizeeee.



Photobucket