Hastayım. Aslında değilim. Burnum akıyor, sabahları burnum tıkalı uyanıyorum, halsiz oluyorum vs. ama daha yataklara düşmedim. Yaşıyorum, hayattayım!
Şu sıralar insanlar nedense birbirlerini tehdit etmeye fazla takıldılar. Neden tehdit ediyorsun korkutuyorsun ki karşındakini? Saçma... Nedense bazıları kendilerini bu şekilde iyi görüyorlar. Garip yani. Bilmem şunu yapmazsan böyle olacak ya da görürsün sen hayatında çok şey değişecek! Ne ki bunlar? Karşındakinin rahatı bozulunca, hayatının az da olsa içine sıçılınca sen mi daha üstün oluyorsun? Sen mi daha iyi konuma geliyorsun? Yok öyle bir şey. Bunları anlayamayan bir nesil haline geldik iyice. Toplum da diyemiyorum ki Türkiye’de değil sadece. En basiti yabancı filmlerde görüyoruz bu tür olayları.
Aslında böyle eleştirilere sadece Türklere özgünmüş gibi gösterenlere de sinir oluyorum. Ulan madem beğenmiyorsun toplumunu bırbır edeceğine çek git! Yani bu bizim sorunumuz değil sadece insanlığın sorunu kardeşim! Neyse...
Geçen gün Ben Dört Numarayım’a gittim. Aslında öyle yolumun üstüydü de uğradım gibisinden bir olay değildi çıkar çıkmaz ikinci gününde gittim yani ayarlamıştım. Güzeldi hele orda bir Alex Pettyfer var ki ağzınızın suyu akar öyle böyle biri. Bir de kızlar vardı iki tane. Altı numaraydı birisi izlerseniz anlarsınız. Lan kız çok böyle havalıydı. Süper bir şeydi. Bir de normalinden bir kız vardı o da şirindi de altı numara favorim. Ha şimdi ne alaka bununla bu? Neden bunu araya soktun? Diye sormayın çünkü ben de bilmiyorum.
Dilimin de şu içteki kenar kısımlarından bir yeri yara mı ne oldu yutkunamıyorum uff. Neyse benim hayatım böyle gidiyor böyle yaşıyorum. Sağlıcakla bakın kendinize byeees beybilerim.