20 Temmuz 2011 Çarşamba

Elmalı portakal

Asla yapmam dediği şeyleri yapan bir ben görüyorum aynada. Asla böyle bir şey için ağlamam dediğim şeylere hıçkıra hıçkıra ağlayan. Asla böyle hissetmem cümlesini söylemişken artık o hissi fazlasıyla hisseden. Gitgide farklı, karamsar belki daha kötü birine dönüşüyorum sanki. Daha çok üzülüyorum sanki. Daha çok canım yanıyor.

Blogumun temasını değiştirdim bugün. Bu daha karamsar sanki. Şu anki ‘ben’e daha uygun.

Eski yazılarımı okudum. Eskiden yazdığım defterlerdeki saçma sapan şeyleri. Farklı. Çokça farklı. Belki bir hafta önceki bile artık bana uymuyor beni yansıtmıyor. Onu yazan ben değilmişim gibi. Neden bilmiyorum? Nasıl onu da bilmiyorum. Sadece mutlu değilim ve bu. Sanırım tek bildiğim de bu. Anlatmak istediğim şeyler umrumda değiller. İnsanlar umrumda değiller. Herkes kendisi için önemli. Kimse başkasını düşünmüyor artık. Umursamıyor. Böyle oldu yaşam. Ben de umursamıyorum belki de. Bilemiyorum. Bencilleştik. Bencilleştim. Herkes böyle artık yapılabilecek pek de bir şey yok.

Bu beni de sevmeye başlıyorum ama sanırım bunu da fark ettim. Daha içten geliyor eskisine göre. Sanki eskisi biraz daha çocuksu. Ben değilim o. Başka biri. Daha şımarık daha tatlı daha mutlu. Farklı tamamıyla. Bu ben gerektiğinde mutlu oluyor sadece. Gerektiğinde gülüyor. Daha ciddi daha olgun daha büyük. Daha mı iyi? Emin değilim işte. Ne yapabilirim ki. Durum böyle ve ben olabildiğince iyi olmaya çalışıyorum yine de herkese ve en çok da kendime. Becerebiliyor muyum? Pek değil. Sanırım kötü bir arkadaşım ben. Zaten her zaman ‘arkadaş’ ...



Photobucket

1 yorum: