Yine depresif olduğum bir an. Yine kötüyüm, yine mutsuzum, yine döngü yine yine ve yine. Zaten mutsuz olduğum anlarda yaptığım tek şey bu olduğundan, yine ellerim klavyede, yine yüzüm zorlamayla akan yaşlardan nemli, yine ayaklarım üşüyor ve yine yalnızım. Her şey hep aynı. Duygular, hisler, yaşanılanlar sadece tekerrürden ibaretler. Sadece kurnaz olan hayat bize bu duyguları bu yaşanılanları farklı süslerle süsleyip, farklı çevrelerde, farklı ortamlarda ve belki farklı insanlarda yaşatıyor ve insanlar hayatın değiştiğine inanıyorlar. Belki bir şeyler değişseydi güzel olabilirdi ama maalesef, değişen bir şey yok! Bana mı kaldı hayatın oyunlarını açığa çıkarmak, bana mı kaldı o kendini zeki zanneden ancak henüz daha toy, insanların ‘Ay ergen daha bu.’ dediği bir yaşta olanları sorgulamak. Bana kalmadı. Hiçbir şey bana kalmadı ama sadece bazı şeylerin farkında olmak gerek demek istediğim bu.
Sadece istiyorum. Her zamanki gibi değişmeyen her zamanki gibi istiyorum. İsteklerim gerçekleşmiyor yine ve gerçekleşse bile muhtemelen her şeyi berbat eden yine ben olacağım. Ne kadar güzel. Bazen doğmamış olmak istiyorum. Ya da farklı bir türde yaratılmış olmak. İstiyorum yine. Ama değişmiyor değişmeyecek. Biliyorum. Farkındayım.
Tek ihtiyacım aslında sevilmek. Hissetmek. Egom yok olacak artık. Kalmadı bitti öldü.
O kadar acizim ki… Nefret ediyorum. Kendimden, insanlardan, herkesten. Bir bedene bakarak her şeye aldandıkları için, egoist oldukları için, düşünmedikleri düşünemedikleri için, sisteme uydukları için, insanları küçümsedikleri için. Herkesten nefret ediyorum ve bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.
Söyleyeceklerim bu kadar.